2024 DHBT Tefsir Özet
TEFSİR – KUR’AN’IN MUHTEVASI
Vahiy sözlükte gizli ve süratli bir şekilde bildirmek seslenmek, fısıldamak manalarına gelir.
İlk vahiy sadık rüya şeklinde nazil olmuştur
Çıngırak sesine benzer sesle gelen vahiy, vahyin en ağır şeklidir
Cebrail bir çok kez sahabeden Dıhye el-Kelbi suretine girerek vahiy getirmiştir
Vayhin yazıldığı malzemeler:
• İşlenmiş ince hayvan derileri (en çok kullanılan)
• Tahtadan yapılmış levhalara
• Bez parçaları
• Kabuğu soyulmuş hurma dalları
• Beyaz ve yassı taşlar
• Deve kürek ve kaburga kemikleri
• Çanak çömlek parçaları
• Kırtas denilen kağıt parşömenler
Hz.Peygamber hayattayken yazılmış olan yazılı belgeler;
-Medine sözleşmesi -İmtiyaz belgeleri -Dine davet mektupları -Ebu Rafi’nin yazdıkları
Mekke ilk vahiy katipliği yapan; Abdullah bin Sa’d b. Ebu Sarh,
Medine’de ilk vahiy katipliği yapan sahabi ise Ubey bin Ka’b’dır.
Şahitliği iki kişinin yerine geçen: Huzeyme b. Sabit ( Tevbe suresinin son iki ayeti )
Vayhe ait bazı terimler
Hadarî : Yerleşik durumdayken gelen vahiydir. Vahyin geneli böyle gelmiştir.
Seferî : Yolculuk sırasındayken gelen vahiydir.
Neharî : Gündüz inen ayetlerdir. Kur’an’ın büyük bir bölümü gündüz inmiştir.
Leylî : Gece vakti inen ayetlerdir.
Sayfî : Yaz mevsiminde nazil olan ayetlerdir.
Şitaî : Kış mevsiminde nazil olan ayetlerdir.
Firaşî : Peygamberimiz yatağındayken nazil olan ayetlerdir.
Nevmî : Resulullah uykuda iken nazil olan ayetlerdir.
Ardî : Resulullah yeryüzünde iken nazil olan ayetlerdir. Kur’anın hemen hemen hepsi bu şekilde nazil olmuştur.
Semaî : Resulullah semada iken gelen vahiydir. Bakara suresinin son iki ayeti Miraçta iken gelmiştir.
KUR’AN’IN İSİMLERİ
El-Furkan : Hak ile batılı birbirinden ayıran
El-Mev’iza: Öğüt, nasihat veren
El-Beyan : Herşeyi açıklayan
Ez-Zikr : Allahı hatırlatan
El-Kitab: Kalemle yazılan
En-Nûr : Apaçık aydınlatan
Er-Ruh : kalpleri dirilten
Eş-Şifa : Şifa veren
El-Hüda : Doğru yolu gösteren
El-Kelam : Allah’ın sözü
Er-Rahmet : Tüm insanlığa rahmet olan
El-Mesani, El-Hak
Ebul-Esved ed-Düeli: İlk noktalama hareke işaretleri Yahya bin Ya’mer: Bu sistemi geliştirmiştir.
Halil bin Ahmed: Günümüzde kullanılan Hareke ve noktalama işaretlerine son şeklini veren
Ayet: Sözlükte iz, açık işaret, burhan, emare gibi anlamlara gelir. Ayetlerin tertibi tevkîfî olup vahye dayanmaktadır.
En uzun ayet müdayene ayeti denen Bakara suresi 282. ayetidir.
En kısa ayetin hangisi olduğu konusu tartışmalıdır. Ya-sin, Müdhametan, vel-asr, vedduha, müddessir, er-rahman, vel-fecr ayetleri olduğu söylenmektedir. Kur’anın ilk ayetleri Alak suresinin ilk 5ayeti, Son ayetleri ise Mâide suresinin 3. Ayetidir.
Sure: Sözlükte yüksek rütbe, mevki, şeref, yüksek bina gibi anlamlara gelir. Kur’anda 114 sure vardır. Sureler adlarını içinde geçen bir olaydan, bir konudan
veya peygamber adı yada başka isimlerden alır. Surelerin en uzunu 286 ayetle Bakara suresi, en kısa suresi ise 3 ayetle Kevser suresidir. Bir bütün olarak ilk
önce Fatiha daha sonra Nasr suresi vahyedilmiştir. Kur’anın surelere ayrılması tevkifi olup vahye dayanmaktadır. Surelerde kendisine gönderilen peygamberleri yalanlayan kavimler olmuştur. Bunlar ; Ashabı Eyke, Ashabı Ress, Ashabı Karye, Ashabı Hicr, ayrıca Lut, Nuh, Hud kavimleri de sayılabilir. Başında besmele olmayan sure Tevbe Suresidir.
İmam Malik, sure başındaki besmelerin Kur’an’dan olmadığı görüşündedir.
Bedir Savaşı = Ali İmran ve Enfal suresinde, Duhân suresi 16. Ayette ise, “Batşetü’l-kübrâ” kavramları Bedir Gazvesi’ne işaret eder.
Uhud savaşı = Ali İmran suresinde Hendek savaşı = Ahzab suresinde
İbnu Cübeyr anlatıyor: “İbnu Abbas (r.a)’a: “Enfalsuresi (ne hususta indi?) diye sordum, bana: ”Bedir Savaşı üzerine indi” cevabını verdi.
Cüz : Kur’anın 20 sayfadan oluşan her bir bölümüne cüz denilmektedir. Cüzlerhizb denilen beşer sayfalık bölümlere ayrılır. Her cüzün başlangıcında sayfa kenarında bulunan gül resmine cüz gülleri denir.
KUR’AN’IN (KIRAATİ) OKUNMASI Alimlere göre Kuran 3 şekilde okunur;
Tahkîk : Her bir harfin hakkını tam vererek okumaktır. Hassasiyetinin en son imkanını kullanarak Kur’anı okuma tarzıdır.
Hadr : Kur’anı tecvid ve kaidelerine uyarak hızlı şekilde okumaktır.
Tedvir : Tahkik ile Hadr arasında bir okuyuş tarzıdır. Bu okuyuşta orta bir yol izlenir.
KUR’AN’IN ANLAŞILMASI VE YORUMLANMASIYLA İLGİLİ KAVRAMLAR Tefsir: Sözlükte açıklamak, yorumlamak, ortaya çıkarmak gibi anlamlara gelir.
Te’vil: Sözlükte aslına dönmek manasına gelir. Meşru bir sebep veya delilden dolayı ayeti zahiri manasından alıp kendinden önceki veya sonraki ayete uygun, Kur’an ve sünnete uygun manalardan birine hamletmek demektir. Mesela Kur’an’da Allahın eli yüzü olan arşa istiva eden gibi özelliklerden bahsetmektedir (ÇIKMIŞ SORU Te’vil: İstiva)
Tercüme: Sözlükte bir kelamı bir dilden başka bir dile çevirmek,bir sözü diğer bir dilde tefsir ve beyan etmek demektir. Terim olarak bir sözün bir beyanın başka bir dildeki karşılığını bulmak ve manasını o dile aktarmaktır.
İkiye ayrılır:
Lafzî (harfî) tercüme : Metnin bütün özellikleriyle başka bir dile aynen tercüme edilmesine denir .Bu tercüme edebi eserlerde, özellikle Kur’anı Kerim’de imkansızdır.
Manevî (tefsiri) tercüme: Asıl metnin sadece manasının başka dile aktarılmasına denir. Amaç metindeki mananın güzel olarak ve asıl metne uygun olmasıdır.
Meal: Sözlükte bir şeyin özü,hülasası ve akıbeti gibi anlamlara gelir.Kavram olarak eksik ve hatalı tercüme veya bir metnin ifadenin manasını tam olarak değilde biraz noksanıyla ifade etmektir.İfadenin manasının aynen aktarılmasının zor olduğu için Kur’an Meali tabiri kullanılır.
Tefsir ve Te’vil arasındaki farklar:*
• Tefsir peygamberimiz ve sahabeden gelir, kesindir. Te’vil kesinlik ifade etmez.
• Tefsir ayetlerin lafızlarında, Te’vil daha çok manasında görülür.
• Tefsirde genelde tek bir anlam, Te’vilde yoruma açık olması nedeniyle birçok anlam vardır.
• Tefsir lafızların zahiri manalarını, Te’vil içsel anlamlarını ortaya çıkarır.
Ferra: Meani-l Kur’an ( Ferrarinin meanisi)
Karşılaştırmalı (mukaran) tefsire örnek: Alusi “Ruhu’l-Meani”
En eski Kur’an Meali (Farsça) Samanoğlu Emiri Mansur Nuh
*Kur’an nüshaları; Mekke,Medine,Basra,Kufe,Bahreyn,Şam ve Yemen’e gönderilmiştir.
*Hibru’l-Umme (Ümmetin bilgini) olarak unvan kazanan ,Kur’anın Hz.Peygamberden en yetkili müfessiri,yani Tercümanül-Kur’an olarak anılan kişi Abdullah bin Abbas’tır.
Kur’an-ı tamamen tefsir eden eser: Kurtubi’nin Cami’ul Ahkam (Kurtubi Camide ahkam kesiyor)
MÜFESSİRLERİN BİLMESİ GEREKLİ OLAN İLİMLER
1. Dini ve Ahlaki Şartlar
• İtikadının sahih,imanının tam ve kuvvetli olması gerekir. Kur’an ahlakı ile ahlaklanıp, Sünneti Nebeviyye’ye sıkı sıkıya bağlanmalıdır.
• İhlaslı olmalı, ihlasla bu ameliyeyi gerçekleştirmelidir. Amaç yüce Allahın rızasını kazanmaktır.
2. İlmi Şartlar
• İyi derecede Arapça bilgisi ve Arapçaya hakimiyet
• Belagat ilmi (Meani,Beyan ve Bedî)
• Fıkıh ve Fıkıh usulü ilmi
• Hadis ve Hadis usulü ilmi
• Kuran İlimleri (Esbabı Nüzul,nasih-mensuh,muhkem-müteşabih)
• Kıraat İlmi
• Vehbî ilimler
• Kelam ilmi
• Sosyoloji,psikoloji,astronomi,fizik,kimya,tıp,tarih gibi yardımcı ilimler.
Hz.PeygamberinKur’anı Tefsir Tarzları
MücmelinTebyini: (Gaybi yaratılış kıyamet gibi kapalı ifadelerin tefsir edilmesi)
”Haklı olmadıkça Allahın haram kıldığı cana kıymayınız” ayetindeki mücmelliği ”Allahtan başka ilah olmadığına ve benim Allahın resulü olduğuma iman eden Hiçbir Müslüman kişinin kanı helal olmaz. Ancak Şu üç şeyden birini yaparsa o zaman helal olur; Adam öldürmek, evliyken zina etmek ve dinden çıkıp (irtidat) Müslümanlardan ayrılmak şeklindeki hadisi açıklamıştır.
Mübhemin Tafsili: (Kapalı ifadelerin açıklanması)
Namazlara, özellikle orta namaza devam edin.ayetindeki orta namazdan neyin kastedildiği belli olmayıp farklı yorumlara açıktır ve müphemdir yani anlam kapalıdır. Peygamberimizin orta namaz ikindi namazıdır şeklindeki beyanı ayeti anlaşılır hale getirmiştir.
Mutlakın Takyidi: (Mutlak olan emrin kayıt altına alınıp sınırlarının belirlenmesi)
Peygamberimiz Kur’anın mutlak olarak zikrettiği bir hükmü takyid etme yani sınırları belirleme uygulamasını gerçekleştirmiştir. Mesela ”hırsızlık yapan erkek ve hırsızlık yapan kadının,yaptıklarına karşılık Allahtan bir ceza olarak elini kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir…ayeti mutlak bir hüküm koymaktadır. Peygamberimiz bunu ”Elini bilekten kesin” şeklinde beyan etmiş ve sınır koymuştur. “Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun” ayetini Peygamberimiz” Fatihasız namaz olmaz” hadisiyle kayıtlayıp sınırlandırmıştır.
Müşkilin Tavzihi (Tezat gibi görünen hususların sünnet ile açıklığa kavuşturulması)
İçinizden oraya (cehenneme) girmeyecek hiç kimse yoktur. Bu Rabbin üzerine (almış olduğu) kesinleşmiş bir hükümdür ayetinde herkesin istisnasız cehenneme gireceğine hükmedilmiştir. Bir çok ayette ise Allah, inanan ve iyi işler yapanları altından ırmaklar akan cennetine koyacağı buyrulmaktadır. Dolayısıyla bu çelişki ortadan kalmıştır.
SAHABE TEFSİRİ:
Şiirle istişhadda bulunmak sahabe tefsirde müracat ettiği kaynaklardandır. Yahudi ve Hristiyan kültürleri tefsirde kullanılmıştır. Baştan sona kadar tefsir yoktur.
■ Ali bin EbîTalib
■ Abdullah bin Mes’ud
■ Ubeyy bin Kab
■ Abdullah bin Abbas
■ EbûMusa’lEş’ari
■ Zeyd bin Sabit
■ Abdullah bin Zübeyr
Nakil ve Dirayet açısından ilk sırayı Abdullah bin Abbas almaktadır. Birçok hadis rivayet etmiştir.İbn Abbastan sonra İbn Mesud ve Ubeyy bin Kab isimleri sayılabilir.
Görevin Zeyd b. Sâbit’e Verilmesinin Gerekçeleri
Hz. Ebû Bekir, Zeyd b. Sâbit”i bu işle görevlendirirken Buhârî”nin naklettiğine göre onun şu dört vasfını göz önünde bulundurmuştur:
1. Genç olması
2. Zeki olması
3. Doğruluk ve iffeti ile meşhur olması, aynı zamanda takva sahibi ve güzel ahlaklı biri olması
4. Hz. Peygamber”in özel olarak görevlendirdiği vahiy kâtiplerinden olması
5. Kur”an”ı en düzgün okuyan ve en iyi bilen sahâbîlerden biri olması
6. İslâm hukukunu da çok iyi biliyor olması. Onun dinde fakih derecesine ulaştığı ve Medine’de kadılık makamına yükseldiği söylenir.
7. Kur”ân-ı Kerîm”i bizzat Hz. Peygamber’den son arzaya göre öğrenmiş olmasıdır.
TABİUN DÖNEMİNDE TEFSİR ( Kur’an’ın Tamamının Tefsiri)
Mevali adıyla anılan kişiler sahabeden ilim almışlar ve özellikle tefsir alanında temayüz etmişlerdir.
Tabiinler içinde sevilen tefsir ve fıkıhçılar ; Nâfî, İkrime, Atâ,Said bin Cübeyr ve Hasen el-Basrî tefsirde meşhur sahabilerin mevalisi olarak bilinmektedir. Kıssalar hususunda Ehl-i Kitab’a fazlaca müracaat edilmiştir. Bu süreçte İsrailiyyat boyutu da tefsire girmiştir. Yani Yahudi,Hristiyan ve diğer kültürlerin etkisi de tefsire girmiştir.
Etbauttabiun dönemi; tefsirin tedvin edildiği dönemdir.
İsrailî Tefsirler;
• Abdullah bin Selâm
• Ka’bu’lAhbar
• Vehb bin Münebbih
• Abdülmelik bin Güreye
TEFSİR EKOLLERİ Mekke Tefsir Ekolü
Mekke’de kurulmuştur.İlim denizi ve Tercümanul Kur’an unvanının sahibi Abdullah bin Abbas tarafından kurulmuştur. İbnTeymiyye ”Tabiiler içinde tefsir yönünden en önde gelenler Mekke ekolünün yetiştirdiği müfessirlerdir. Çünkü onlar İbn Abbas’ın öğrencileridir.” demiştir. Bu ekolde yetişenler;
■ Atâ bin Ebî Rabah
■ İkrime
■ Tavus bin Keysan
■ Saîd bin Cübeyr
■ Mücahid bin Cebr
Medine Tefsir Ekolü
Alim sayısının fazlalığı ilim merkezlerine nispetle diğer yerlerden daha fazladır. Medinenin en büyük alimlerinden olan Ubeyy bin Kab tarafından kurulmuştur. Sahabiler bu şehirlerde kaldıkları müddetçe kendilerinden sonra gelenlere Allahın kitabını ve Peygamberin sünnetini öğretmeye gayret etmişlerdir.
Bu ekolde yetişen alimler;
■ Zeyd bin Eslem
■ Ka’b el-Kurâzî
■ Ebu’l Aliye
Irak (Kûfe) Tefsir Ekolü:
Tefsir ve kıraat konusunda sahabe müfessirlerinin en önde gelenlerinden biri de Abdullah bin Mes’ud’dur. İbn Mes’ud aynı zamanda peygamberimizin vahiy katibidir. Hz.Ömer halifeliği sırasında İbnMes’ud’uKufe’ye muallim olarak tayin etmiş ve o da burada bir medrese oluşturmuştur.İbn Mes’ud’un Kufe de oluşturduğu bu medrese daha çok rasyonel bir tavır sergilemiştir. İçtihadi hareketlerin ilk nüvesi olarak kabul edilmiş olan bu ekole Irak Rey Ekolü de denmiştir. Bu ekolün alimleri;
■ İbrahim en-Nehaî
■ Muhammed Sirin
■ Hasan Basrî
■ Katade bin Dîame
■ Mesruk bin El-Ecda’
■ Esved bin Yezid
■ Mürre bin El-Hemedânî
■ Amir eş-Şa’bî
TEFSİR ÇEŞİTLERİ a.Rivayet Tefsiri
Kur’an-ı Kerim,Rasulullah’ınsünneti,sahabe ve tâbiunsözlerine, dayanan bir tefsird ir.”Naklî tefsir ve Me’sur tefsir” de denir. Bu tefsirler bize ayetlerin manalarını, kıraat vecihlerini, nasih ve mensuhu bildirdiği gibi geçmiş ümmetler ve onlarla ilgili ayetler hakkında da bilgi verir. Bu tür bilgiler daha ziyade hadis, siyer, megazi ve tarih kitaplarında yer alır.
Rivayete dayalı ilk tefsir kitabınız yazan ( İmam Mücahid)
RİVAYET TEFSİRLERİ ( TABİ ESİ SEVFSE ) Rivayetçileri sev
• Taberî : Câmiul Beyan an Te’vili’l Kur’an (hem rivayet hem dirayet tefsiri ve dirayet tarafı da ağır basan tefsirdir.) (Taberi Camide beyan ediyo)
• Atiyye : El-Muharreru’l-Vecîz fi Tefsiri’l-Kitabi’l-Azîz (Muharrem Atiyo )
• Begavî : Me’âlimu’t-Tenzîl ( Bey abi muallim oldu Menzile)
• İbn Kesîr : Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azîm (İbn Kesir Semerkantta hatimle Kuran Tefsirinde)
• Ebu Hatim: Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azîm (İbn Kesir Semerkantta hatimle Kuran Tefsirinde)
• Semerkandî : Tefsiri’l-Kur’ani’l Azîm (İbn Kesir Semerkantta hatimle Kuran Tefsirinde)
• İbnu’l-Cevzi : Zedu’l-Mesir ( Cevizli Mesir Macunu )
• Suyuti : ed-Dürrü’l-Mensur fi’t-Tefsir bi’l-Me’sur ( Suyuti’nin et dürümü) “Tefsiru’l celaleyn” adlı eseri Dirayet Tefsiridir
• Ebu İshak es-Sa’lebi : El-Keşfve’l Beyan ( Ebu İshak Salep içmeyi keşfetti)
• Vahidi : El-Veciz ( Vahid in elinde ceviz )
• Firuzabâdi: Tenviru’l Mikbas min Tefsir-i ibn Abbas ( Abbas Firuzabas )
• Sealibi : El-Cevahiru’l-Hisan
• El-Kasımî : Mehâsinu’t-Te’vil (Tefsiru’l-Kasımî)
Dirayet Tefsiri: Rivayetlere bağlı kalmayıp Arap dili ve edebiyatına, dini ve felsefi ilimler ile çeşitli müspet ilimlere dayanılarak yapılan tefsirdir. Re’y ile tefsir yada Ma’kul tefsir de denir. Nasih ve mensuhu ve diğer konuları bildikten sonra ictihad ile tefsir etmekten ibarettir. Bu tefsir de asıl olan şahsi görüş ve içtihaddır.
DİRAYET TEFSİRLERİ ( EMAR ŞENER MEZHEBİ ) ( ÇIKMIŞ SORU )
■ Ebu’s-Suûd: İrşadu’l-Akli’s-Selîm ilâ Mezâye’l-Kur’ani’l-Kerim
■ Maturudi: Te’vilatü Ehlüs-sünne
■ Âlusî : Rûhu’l-Me’ani fi tefsiri’l-Kur’anil Azîm ve’s-Seb’il-Mesânî
■ Râzî : Mefâhitul-Gayb
■ Şirbînî : es-Siracu’l-Münîr
■ Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır : Hak Dili Kur’an Dili
■ Nesefî : Medârikut’-Tenzil ve Hakikatu’t-Te’vil ( Nesefi tedarik et hakikati)
■ Ebu Hayyan : El-Bahru’l-Mûhit ( Bu muhitteki hayvanlar)
■ Reşid Rızâ : Tefsiru’l-Menâr
■ Merâği : Tefsiru’l-Merâği
■ Ebu’ul-A’lâ El-Mevdûdî : Tefhîmu’l-Kur’an
■ Zemahşeri : el-Keşşaf an Hakikati’t-Tenzîl ( Mahşeri keşfet)
■ Hazîn : Lübabü’t-Te’vil fi Me’ani’t-Tenzil ( Lüb lüb yeme hazmedemezsin)
■ Beydâvî : Envaru’t-Tenzîl ve Esraru’t-Te’vil ( Kadı, tez var Esrarlı Beydağı’na) Osmanlı’da en çok okunan tefsirdir
■ İsferani: el-Müfredat
Lügavi Tefsir: Kur’an’ın dilini ele alan ve Kur’an’ı filolojik yönden inceleyen eserlerdir. (ÇIKMIŞ SORU)
MEZHEBİ TEFSİRLER :
Mutezile Tefsirleri: Mutezile Kur’anı tefsirde her zaman için aklı ön planda tutmuştur. Kur’an tefsirini özellikle TEVHİD ve ADALET prensipleri üzerine temellendirmiştir.
Mutezilî Tefsirler
■ El-İsfahânî = Camiu’t-Te’vil fi muhkemi’t-Tenzîî ( İsfahan’daki Camii)
■ KâdıAbdülcebbâr = Tenzihu’l-Kur’an ani’l-metâin ( Kadı Abdulcebbar’ın metanetli )
■ Şerif El-Murtaza= Ğureru’l-fevâid ve düreru’l-kalâid ( Şerifin fetvaları )
■ Zemahşerî = El-Keşşaf ( Mahşeri keşfet)
Şia Tefsirleri :
Gerçek Tefsir imamlarca bilinir İmamlık Hz.Ali ve onun evladının hakkıdır. Fakat ashaptan pek çoğu onun hakkını gasp etmiş ve bu yüzden kâfir olmuştur. Büyük bir kısmı Kur’an’ın sahabe tarafından tahrip edildiğine inanır.
Kur’an’ın hem zahir hem de batın manası vardır. Bir kişi Kur’anın batınına inanıp zahirine inanmazsa kafir olur .Kezâ zahirine inanmaz batınına inanırsa yine kafir olur.İmamiyye tefsirinin özelliği Hz.Ali ve Onun Ehli Beytinin etrafında Kur’anın yorumlanmasıdır.
Meşhur Şia (İmamiye) Tefsirleri
■ Kummî = Tefsiru’l-Kummî ( Kum gibi Tefsir )
■ et-Tûsî = et-Tibyân ( Sıbyan Tusi )
■ et-Tabressî = Mecmeu’l-beyan fî tefsiri’l-Kur’an ( Mecmel’in tabi eşi)
■ El-Becahti = Beyânu’s-sa’âde fî makâmâti’l-ibâde ( Saade bi çakti )
■ et-Tabatabâi:El-Mizân fî tefsiri’l-Kur’an ( Mizanda tabak tabak tefsirler )
Harici Tefsirler: Kur’anı harfi/lafzî manada anlamışlardır.Kur’an ayetlerini yorumlamamışlar. Mesela bir kimse bir yetimin bir miktar malını yerse ”Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, muhakkak ki karınlarını sadece ateşle doldurmaktadırlar ve alevli bir ateşe gireceklerdir.” Mealindeki ayete göre o kimsenin cehennemde yanması vacibolur, fakat o kimse yetimi öldürse veya karnını yararsa o kimsenin yanmasına gerek yoktur. Çünkü o konuda bir hüküm yoktur.
En önemli Harici eseri günümüze kadar ulaşan varlığını sürdüren İbâdiye ekolüne mensup Muhammed bin Yusuf İtfeyiş’in, Himyanu’z-Zâd ilâ Dari’l-Mead adlı eseridir.
İlmi Tefsir Karşıtları:
İlmî tefsir hareketine ilk sistemli itiraz Endülüslü Usûlü Fıkıhçı Ebû İshak bin Musa eş-Şâtibî tarafından yapılmıştır.
Reşid Rızâ Mustaf el-Meraği Hüseyin ez-Zehebî
İşari Tefsir : (Zahirin yanında Batıni manalar) ( ÇIKMIŞ SORU)
Yalnız tasavvuf erbabına açılan ve zahir manayla bağdaştırılması mümkün olan birtakım gizli anlamlara ve işaretlere göre Kur’anı tefsir etmek demektir. Ehli Sünnet Kur’anın zahiri manasının ötesinde batıni anlamının da olduğunu kabul etmektedir. Meselâ ”Bu kavme ne oluyor ki hemen hiçbir sözü anlamıyorlar, Allah size zahir ve batın nimetlerini bolca ihsan etti ayetleri bunlara örnektir.
Batını tefsir kabul edilmekle beraber her koşulda caiz olduğunu iddia etmek mümkün değildir. Çünkü batıni tefsirin makbul olabilmesi için bazı şartlar gereklidir.
Bunlar;
■ Batıni mananın lafzın zahiri anlamına aykırı olmaması
■ Öngörülen batıni anlamın doğru olduğunu gösterecek bir başka nassın veya açık bir delilin bulunması
■ İleri sürülen batıni manaya muhalif şer’i veya aklî bir karinenin olmaması
■ Batıni mananın tek mana olduğunun ileri sürülmemesi
T asavvufî T efsi rler
■ Et-Tüsterî =Tefsiru’l-Kur’anil-Azîm ( İlk tasavvufi Tefsir)*
■ Sülemi = Hakaâiku’t-Tefsir
■ el-Kuşeyri = Letâifu’l-İşârat
■ Ebu Muhammed eş-Şiraâ = Arâisu’l-Beyân fî Hakâiki’l-Kur’an
İçtimai Tefsir : Son asrın Kur’an anlayışını yeni bir metodla ortaya koymayı amaçlayan bir tefsir ekolüdür. En belirgin Özelliği, Tefsiri duruluk ve durgunluktan kurtarmaktır. Bunun içindir ki söz konusu tefsir savunucuları Kur’anı yorumlarken öncelikle onun hidâyet yönünü ele almışlardır.
İçtimai Tefsir Eserleri : ( ÇIKMIŞ SORU )
■ Muhammed Abdûh = Tefsiru’l-Kur’ani’l-Kerim
■ Muhammed ReşidRızâ = Tefsiru’l-Menar
■ Ahmed Mustafa El-Meraği = Tefsiru’l-Meraği
■ SeyyidKutub = Fizilali’l-Kur’an
■ Süleyman Ateş = Yüce Kur’anın Çağdaş Tefsiri
Ahkâm Tefsiri : İbâdât,Muamelat ve ukubatla ilgili ayetlerin izahlarıyla meşgul olup,söz konusu alana ait ayetlerden hükümler çıkarmaya çalışan tefsir çeşididir. Konusu Ahkâm ayetleridir. Ahkam ayetlerinin sayısı konusunda Gazzali ve er-Razi 500, bazıları 800, bazıları ise 200’e kadar indirmiştir.
Ahkâm Tefsirine Örnekler
■ İmam Şâfîi = Ahkamu’l-Kur’an’ı
■ EbûBekr El-Cessâs = Ahkamu’l-Kur’an’ı ( Casusun ahkâmı )
■ Ebû Bekr İbnu’l-Arâbî = Ahkamu’l-Kur’an’ı
■ El-Herrâsi = Ahkâmu’l-Kur’an’ı
Tarihi Tefsir: Muhammed İzzet Derveze ( et-Tefsiru’l-Hadis )
Bilimsel İlmi Tefsir: ( Bilimsel tefsirin cevahirleri )
İlmi tefsir alanında ve bu konuyu ele alan düşünür Gazali’dir. (Cevâhiru’l-Kur’an).
Fahreddin Razi ,Suyuti, Muhammed bin Ebi’l-Fadl El-Mursî ve Mısırlı Tantavi Cevheri(el-Cevahirfi Tefsiri’l-Kur’an ) ile zirveye ulaşmıştır.
Konulu Tefsirler: Mısırlı alim Emîn El-Hulî Hermenötik (anlambilim)
KUR’AN’DAKİ KAPALI LAFIZLAR:
Garibu’l-Kur’an: Az bilinen, nadir, yabancı, tuhaf Garibu’l-Kuran ile ilgili ilk çalışmayı yapan: Nafi b. Ezrak
Mübhematü’l-Kur’an: ( ÇIKMIŞ SORU )
Kur’andaki yer, zaman .kişi ve eşya isimleri çoğu zaman zikredilmemekte, ismi mevsul, ismi işaret ve zamirle üstü kapalı ifade edilmektedir. Böyle durumlarda ayetlerin kimi neyi kastettiği tam anlaşılamayabilir. Bu tür anlamı kapalı ayetleri açıklamakla ilgilenen Kur’an ilmidir.
Örnek: Hz. Ebu Bekir’in “Sıddık” olarak nitelenmesi
Mücmel-Mübeyyen: Bakara Suresi 228 ayetteki “Kuru” kelimesi hem hayız hem de temizlik haline işaret eder.
Emsâlü’l-Kur’an: Ayetlerdeki mana ve maksadın insan ruhunda iz bırakan ve hayranlık uyandıran biçimde özlü olarak ifade edilmesidir.Kur’anda bu kavram darb-ı mesel tamlamasıyla kullanılmış,açıklamak anlamına gelmektedir.Türkçede atasözü veya vecize olarak ifade edilmektedir.
Münâsebetü’l-Kur’an: Kur’anı Kerim’in tertibinin hikmetlerinin bilinmesini sağlayan manaların duruma uygunluğunu tahkik eden belagat ilminin özüdür. Kur’an bölmeleri arasındaki uyumu,armoniyi ortaya koyan uzmanlık alanı ”tenasübü’l-âyât” ilmidir. Tek tek bir ayetin cüzleri arasında kezâ süre içinde bir takım teşkil eden ayet grupları arasında,daha büyük halkaların birbiri arasında, surenin baş harfi ile bu bölümleri ,keza baş arafı ile sonu,hatta surelerin birbiri arasında mevcut münasebetlerini bu ilim dalı gösterir.
Aksamü’l-Kur’an: Yeminler. Kur’an’da 17 Surenin başında yemin bulunmaktadır.
Müşkülü’l-Kur’an: Çelişki varmış gibi görünen ayetler (ÇIKMIŞ SORU)
Huruf-u Mukatta (Kesik Harfler): 27 Mekki, 2 tanesi Medeni toplam 29 surenin başında bulunur ( ÇIKMIŞ SORU )
Nâsih-Mensuh:
Nesih ; sözlükte iki anlamı vardır.Bunlar; Bir şeyi ortadan kaldırmak (ref’)gidermek,yok etmek (izâle), iptal etmek ve değiştirmek (tebdil), diğeri ise bir şeyi bir yerden başka yere nakletmek anlamındadır.
Terim olarak ; Şer’î bir hükmü daha sonra gelen şer’i bir hükmün ortadan kaldırılmasıdır. Mensûh olan (değiştirilen, ortadan kaldırılan), ayetler kısımlara ayrılmaktadır. Bunlar;
• Hükmü mensuh metni baki ayetler: Nereye yönelirseniz Allah’ın vechi oradadır. Yüzünü mescidi harama çevir ayeti neshetmiştir.
• Metni mensuh hükmü baki olan ayetler: Hz. Ömer tarafından rivayet edilen Recm ayeti
• Hem hükmü hem de metni mensuh ayetler: Ademoğlunun iki vadi dolu malı olsa bir üçüncüsünü de ister. Ademoğlunun gözünü ancak toprak doyurur.
Tevbe edenin tevbesini Allah kabul eder.
Mekki Sureler: Tevhit, ahiret inancı, güçsüzü koruyan ahlâk anlayışı, sabır ve direnç, Kella lafızları, Bakara ve Ali İmran hariç hurufu mukatta ile başlayan her sure, geçmiş ümmetlerin kıssaları, Kur’an’ın dörtte üçü 114/87 suresi Mekki
Medeni Sureler: Toplum hayatını düzenleyen ilkeler, namaz hariç diğer ibadetler, muamelata yönelik geniş açıklamalar, cihad ve savaşla ilgili hükümler 27sure
Muhkem-Müteşabih: ”Onun ayetlerinin bir kısmı muhkem olup bunlar, Kitabın esasıdır. Ayetlerin bir kısmı da müteşabihtir. (Ali İmran 3/7)
Muhkem; Manasında teşabüh/müteşabihlik bulunmayan (hükmedilebilen) ve delalet ettiği mana açık olmasa da bilinebilen ayetlere muhkem ayetler denir. Müteşâbih: Allah’ın ilmine ait olan fakat muradın ne olduğu tam olarak bilinmeyen;farklı vecihler taşıyan ve tek başına anlaşılmayan,başka beyana ihtiyaç duyan ayetlere denir. İbaresinde şüphe ve ihtimal bulundurur.
Müteşabih ayetler 3 kısma ayrılır bunlar;
• Anlaşılması mümkün olmayan,manasını yalnız Allah’ın bildiği müteşabihlerdir. Örneğin kıyametin ne zaman olacağı, dabbetü’larz’ın çıkışı ve özellikleri
gibi ayetler bu türdendir.
• Bazı vesilelerle anlaşılan müteşabihlerdir. Bunlara garib lafızlar, anlaşılması zor, kapalı hükümler örnek olarak verilebilir.
• Hakikatini sadece ilimle derinleşmiş olan alimlerin bilebileceği müteşabihler. Bu tür ayetleri belli insanlar anlayabilmektedir.
Siyak : Bir sözün kullanılmasını gerekli kılan yada bu söze uygun düşen ortam anlamında kullanılmaktadır. ( ÇIKMIŞ SORU )
Sibak : Bir şeyin geçmişi, öncesi, üst tarafı, başlangıcı, dil açısından bir ifadenin öncesi,yukarısı gibi anlamlarda kullanılmaktadır.
Sibak’ul-Kelam : Sözün baş tarafıyla olan bağlantısı,sözün,öncesinden gelen mana,evveliyat gibi anlamlara glr
Siyak-Sibak : Öncesine ve sonrasına bakarak sözün hangi anlamda kullanıldığını tesbit etmeye çalışmak anlamına gelir. Sibak önceki, siyak ise sonraki anlamına gelir.
Tebliğ ; Peygamberimizin Yüce Allah’tan aldığı vahyi insanlara en doğru ve en güzel şekilde ulaştırmasıdır.
Tebyin ; Onun kendisine verilen bilgi ve malumatları açıklaması,insanları aydınlatması,Kur’an’ın anlam ve maksatlarını ortaya koymasıdır.
İtikad : Başta iman olmak üzere peygamberlere,meleklere,kitaplara,kaza ve kadere,ahirete ait önemli konular ve inançla ilgili konular Kur’anda yer almaktadır. İbadetler : Namaz,oruç,zekat vb. ayetler vardır.
Muâmelat: Toplumsal ilişkileri düzenleyen,alışveriş,emanet,bağış,vasiyet,miras,aile hayatı,nikah ve boşanma konularına dair hükümler vardır.
Ukûbat : Düzeni bozan,insan haklarını ve yasakları çiğneyen kimseler cezayı hak ederler.Kur’an’da da ceza üzerinde durulmaktadır.
Ahlak : Kişilerin dünya ve ahiret mutluluğunun sağlanmasına birtakım ahlaki hükümlerdir.
Nasihat ve Tavsiyeler: İnsanlara emir ve yasaklar konusunda duyarlı olmalarını,nefislerine esir düşmemeleri konusunda tavsiyeler vardır.
Va’d ve Vaîd: Allah’ın emirlerine boyun eğip yasaklarından kaçınanların cennetle mükafatlandırılacaklarına,buyrukları terk edip yasakları çiğneyenlerin ise cehennemle cezalandırılacağı konusundaki hükümlerdir.
İlmî Gerçekler: İnsanlığa gerekli ilmi gerçeklerin ve tabiat konularının ilham kaynağını teşkil eden bazı ayetlerdir.
Kıssalar:Önceki ümmetlerin ve peygamberlerin hayatından söz eder.Bunu tarih kitabı gibi değil insanların ibret alacağı şekilde anlatır.
Dualar: İnsanın yapacağı işlerde sürekli Allah’ın yardımına muhtaç olduğu için Kur’anda çeşitli dualar da yer almıştır.
Fatiha Suresi Kur’andaki ana konuları öz olarak ihtiva ettiği için Ümmü’lKitab (kitabın anası ve özü) olarak adlandırılmıştır.
İhlas Sûresi Kur’anın en temel konularından biri olan Tevhis bahsini özetlediği için Kur’anın Üçte biri olarak nitelendirilmiştir.
Vücuh: (Vücuh: Bir kelimenin değişik yüzleri, anlamları )
Çeşitli anlamlarda kullanılan müşterek (çok anlamlı) lafızlar. Örneğin: Sâlat kelimesinin Kur’ân’da beş vakit namaz , ikindi namazı , Cuma namazı, cenaze namazı , dua , din, kırâat , rahmet ve istiğfar, namaz kılınacak yer gibi farklı anlamlarda kullanılması Nazair: ( Çok kelime kullandım Nazar etme )
Çok kelimenin aynı anlamda kullanılmasına denir.
Örneğin: Sakar, nâr, hutame, cahim, hâviye, saîr, lega kelimelerinin cehennemi ifade etmek için kullanılması Hızlân: Allah’ın, buyruklarına boyun eğmeyen insanlardan yardımını kesmesi anlamında bir terimdir.
Kur’anda üç ayette geçer; Uhud gazvesinde Müslümanların yenilgisinden söz eden ayette zafer ve başarı için her türlü tedbirin alınmasından sonra Allah’ a tevekkül etmenin gerektiği vurgulanmaktadır. (Ali İmran3/156-159).
O’nun yardım ettiği toplulukları kimsenin yenilgiye uğratamayacağı,kendi hallerine terkettiği grupları da( hızlân) kimsenin zafere ulaştıramayacağı belirtilmekte başarı için kararlılık ve tevekkülle çalışmanın lüzumuna vurgu yapılmaktadır.(Ali İmran3/160).
Bir ayette de mübalağa siygasında kullanılmıştır. Şeytana nisbet edilerek şeytanın dostluğuna asla güvenilmeyen (hâzul) gizli bir düşman olduğu bildirilmektedir. (Furkan 25/29).Diğer bir ayette ise insan onuruna yakışmayan ve onu kula kul olma seviyesine düşüren şirkten söz edilirken Allahtan başkasına tapınan kimsenin kınanmış ve kendi başına terkedilmiş mahzûl olacağı belirtilerek hem Allah’a hem de şahsiyetli (müminlere) izafe edilmektedir.(İsrâ 17/22)
Şirk Çeşitleri:
1. Şirk-i Takrib: (Allah’ı bir bilip O’na yaklaştırsınlar diye putlara tapanlar)
2. Şirk-i Taklid
3. Şirk-i Tebiz
4. Şirk-i Esbab
5. Şirk-i İstiklal
SURELERİN ANLAMLARI VE İSİMLERİNİ NEREDEN ALDIKLARI
1. Fatiha Sûresi: Birşeyin başlangıcı anlamına gelir(açan-anahtar). Surenin bir diğer adı da Hamd Suresi olup 7 ayetten oluşur.
Fatiha Suresinin diğer isimleri;
Fatihatül-Kur’an: Kuranı açan sure Ümmü’l-Kur’an: Kur’anın anası demektir.
Es-Seb’ül-Mesani: övülen yedi ayet demektir.
El-Vafiye: Tam ve bölünmez demektir.
El-Kafiye: yeten ve yeterli olan demektir.
Es-Sual: İsteme demektir.
Eş-Şükür: Cenabı hakkı övmektir.
El-Esas, Eş-Şifa
2. Bakara Suresi: Sığır inek anlamına gelir.Kur’anın en uzun suresi olup 286 ayettir.Peygamberimiz (sav) bu sureye Kur’anın çadırı demiştir.
3- Ali İmran: İmran Ailesi , İmran ailesinden bahsedildiğinden bu adı almıştır. Ayette geçen İmran Hz.Meryem’in babasıdır.
4- Nisa: Kadınlar pek çok ayetinde kadınların haklarından bahsedildiği için bu adı almıştır. Mirasçıların hisselerinden açık ve net bir şekilde belirlenmiş olmasına feraiz denir.
5- Maide: (Sofra) 112. ve 114. ayetlerinde Hz. İsa’nın havarilerinin gökten inmesi istediği sofradan söz edildiğinden bu adı almıştır.
6- En’am: Davar, koyun, keçi, deve, sığır suresi, Arapların uyguladıkları bazı gelenekler kınandığı için bu adı almıştır. Suretü’l Hucce ( delil, kanıt suresi)
7- Araf: Orta Yer, 46. Ayette yer alan cennet ve cehennem arasındaki orta yer bölgesindeki insanlardan bahsedildiği için bu adı almıştır.
8- Enfal: Ganimetler, Savaş ganimetlerinin durumundan bu adı almıştır.
9- Tevbe: Tevbe,ismini 104. ayetinde yer alan Allah’ın, tövbeleri çokça kabul ettiği, çokça bağışladığının ifade edilmesinden alır. Surenin diğer adı ‘beraedir. Buda ultimatom (ilişkileri kesme) anlamına gelir. Tek başına başında besmele olmayan tek suredir.
10- Yunus: Yunus,98. ayette Hz. Yunus ve kavminden bahsedildiği için bu adı almıştır.
11- Hud: Hz. Hud’un hayatı anlatıldığı için bu adı almıştır. 123 ayettir.
12- Yusuf: Hz. Yusuf’un hayatı anlatıldığı için bu adı almıştır.
13- Rad: Gök Gürültüsü, 13. ayetinde gök gürültüsünün Allah’ı tesbih edip yücelttiği anlatıldığından bu adı almıştır.
14- İbrahim: İbrahim, 35-41. ayetlerinde Hz. İbrahim’in yaptığı dua anıldığından bu adı almıştır. 52 ayettir.
15- Hicr: H icr, adını 80-84. ayetlerinde bahsedilen bir yer adı olan Hicr’den almıştır. Hicr Hz.Salih as.’ın peygamber olarak gönderildiği Semud kavminin yaşadığı yerin adıdır.
16- Nahl: Arı, 68-69. ayetlerinde Allah’ın balarısına, dağlardan, ağaçlardan ve çardaklardan evler edinmesi emrinden dolayı bu adı almıştır.
17- İsra: Gece Yürüyüşü, Allah’ın Hz. Muhammed’i gecenin bir vaktinde ayetlerinden bir kısmını göstermek üzere Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksaya yürütmesinde almıştır ismini.
18- Kehf: Mağara, 9-27. ayetlerinde putperest kavimlerinden kaçıp mağaraya gizlenen bir grup gencin hikayesi anlatıldığından dolayı bu ismi almıştır.
19- Meryem: Meryem, Hz. Meryem’den bahsedildiği için bu ismi almıştır.
20- Ta-Ha: Ta-Ha, ismini surenin başında yer alan Ta ve Ha harflerinden almıştır.
21- Enbiya: Peygamberler, ağırlıklı olarak peygamberlerden söz edildiğinden bu adı almıştır.
22- Hacc: Hac 27. ayette Hac ibadetinden bahsedildiğinden bu adı almıştır.
23- Müminun: İnananların başarıya ulaşacaklarından bahsedildiğinden bu adı almıştır.
24- Nur: Işık, ismini 35. ayetinde yer alan ve Allah’ın nurunu tasvir eden ayetten alır.
25- Furkan: Hakkı batıldan ayıran anlamına gelir. İsmini 1. ayetinde geçen hakkı batıldan ayıran manasındaki Furkan kelimesinden alır.
26- Şuara: Şairler, 224. ayetinde şairlerden söz edildiği için bu adı almıştır. 227 ayettir.
27- Neml: Karınca, ismini 18. ayetinde Hz. Süleyman’ın ordusunu görünce yoldan çekilen karıncalardan almıştır. Bu surenin başında ve 30. Ayette olmak üzere
iki Besmele vardır.
28- Kasas: Tarihi Vakalar, İsmini 25. ayetinde geçen kasas kelimesinden alımıştır.
29- Ankebut: Örümcek, 41. ayetinde kâfirlerin işleri örümcek ağına benzetildiğinden bu adı almıştır. 69 ayettir.
30- Rum: Rumlar yenildi (Bizanslılar), ismini 1. ayetinde Persliler ile yapılan savaşta yenilgiye uğrayan Romalıların yakında gelip geleceğinin ifade edilmesinden almıştır.
31- Lokman: Lokman, ismini Allah’ın Hz. Lokman’a verdiği hikmetten bahseden 12. ayetten almıştır.
32- Secde: Secde, ismini 15. ayette geçen secde kelimesinden almıştır. 30 ayettir.
33- Ahzab: Hizipler Gruplar (Topluluklar), ismini Müslümanlara karşı savaşmak üzere birleşen Arap kabilelerinden almıştır. Hendek savaşının diğer adı Ahzab savaşıdır.’Hizipler,topluluklar’ anlamlarına gelmektedir. Çoğunlukla Hendek savaşından bahsedildiği için bu adı almıştır. Kur’anda zikredilen tek sahabe 37. Ayette geçen ‘Zeyd bin Harise’dir.
34- Sebe: Yemen’de bir yer ismidir. İsmini 15. ayetinde yer alan Yemen’de bir bölge veya kabile ismi olan Sebâ kelimesinden almıştır.
35- Fâtır: Yaratıcı anlamına gelir. ismini 1. ayetinde geçen fâtır kelimesinden almıştır.
36- Ya-Sin: Ya-Sin, ismini 1. ayetinde geçen ya ve sin harflerinden alır. Ya-sin Kur’anın kalbidir.
37- Saffat: Saf Tutanlar, adını ilk ayetinde yer alan sıra sıra dizilenler ifadesinden almıştır. Bu sıra sıra dizilenlerinde melekler olduğunu müfessirler ifade etmiştir.
38- Sad: (Sad davud Suresi ) Sad harfi ile başladığından dolayı bu adı almıştır. Bu surede Hz. Davud’un kıssası daha fazla geçtiği için Davud suresi denir
39- Zümer: Zümreler, gruplar (Guraf:Köşk) 71 ve 73. ayetinde geçen bu kelime sureye ismini vermiştir.
40- Gafir (Mü’min Suresi): İman eden, Allah’ın günahları bağışlayan sıfatının yer aldığı 3. ayetteki Gafir kelimesinden ötürü bu adı almıştır.
41- Fussilet (Ha-Mim Suresi): Ayrıntılı, Kur’an’ın ayrıntılı kılındığını ifade eden fussilet kelimesinin geçtiği 3. ayetinden ismini almıştır.
42- Şura: Danışma, 38. ayetinde mü’minlerin işlerini aralarında danışma ile gördükleri anlatıldığından bu adı almıştır.
43- Zuhruf: Altın, mücevher, süslenmek ismini 35. ayetinde Allah’ın verdiği ifade edilen altın-gümüş gibi süslerin sadece bu dünya hayatının malı olduğunun ifade edilmesinden almıştır.
44- Duhan: Duman, ismini 10. ayetinde geçen duhan kelimesinden almıştır.
45- Casiye: Diz Çöküş, ismini 28. ayetinde geçen casiye kelimesinden alır.
46- Ahkaf: Kum Tepeleri, (ismini 21. ayetinde geçen yer adından almıştır.Aynı zamanda Hz.Hud (as)’ın kavminin yaşadığı yerin adıdıdr.
47- Muhammed: (Kıtal Suresi) Savaşa izin veren sure. Muhammed,Övülmek manasına gelir, ikinci ayetinde Hz. Muhammed’in ismi anıldığından bu adı almıştır.
48- Fetih: Fethetmek, açma, ele geçirme ayetlerinde birkaç defa fetihten söz edildiğinden bu ismi almıştır.
49- Hucurat: Odalar, ismini 4. ayetinde geçen hucurat kelimesinden almıştır.
50- Kaf: Kaf Suresi, adını 1. ayetinde geçen kaf harfinden almıştır.
51- Zariyat: Tozutup Savuranlar, rüzgarlar,( Zariyat toz toprak savur rüzgar ) 1. ayetinde geçen zariyat kelimesinden almıştır ismini.
52- Tur: Tur Dağı, adını ilk ayetinde yer alan Hz. Musa as’a vahyin geldiği Tur dağından almıştır.
53- Necm: Yıldız, adını 1. ayetinde yer alan necm kelimesinden almıştır.
54- Kamer: Ay Suresi, adını ilk ayetinde yer alan kamer kelimesinden almıştır.
55- Rahman: Merhametli Suresi, ismini 1. ayetinde yer alan, Allah’ın Rahman isminden almıştır.
56- Vakıa: Olay 1. ayetinde yer alan vakıa kelimesinden almıştır.
57- Hadid: Demir 25. ayetinde demirin yararlarından söz edildiği için bu adı almıştır. Musebbihat( Sebbeha, yusebbihu kelimeleriyle başlayan) surelerinin ilkidir. Diğerleri Haşr, Saff, Cuma ve Teğabün ( Müsebbihat: TC SHH)
58- Mücadele:Tartışmak adını 1. ayetinde geçen fiilden alır.
59- Haşr: (Beni Nadir) :Toplanma adını 2-17. ayetler arası anlatılan topraklarından sürülen kavimden almıştır.
60- Mümtehine: Sorgulanan, İmtihan suresidir Meveddet suresi ve ismini 10. ayette müşriklerden kaçıp inananlara gelen kadınların imtihan edilmesinden alır.
61- Saff: (İsa, Havariyyun Suresi) Saf Tutmak, 4. ayette mü’minlerin saf tutarak Allah yolunda mücadele etmeleri anlatıldığından bu adı almıştır.
62- Cuma: (Toplanma), 9. ayetinde Cuma günü çağrı yapıldığında toplu halde namaza gidilmesi emredildiğinden bu adı almıştır.
63- Münafikun: İkiyüzlüler, münafıklardan bahsettiği için bu adı almıştır.
64- Tegabun: Aldanış, adını 9. ayetinde geçen teğabün kelimesinden alır.
65- Talak: (Kısa Nisa Suresi) :Boşanma, surenin ilk ayetlerinde boşanma işlemi anlatıldığından bu adı almıştır.
66- Tahrim: Yasaklama, haram kılma, ismini 1. ayetinde yer alan tahrim kelimesinden almıştır.
67- Mülk: Yönetim,sahip olunan şeyler anlamına gelir. Adını 1. ayetinde yer alan mülk kelimesinden almıştır.
68- Kalem: (Nun suresi) Adını 1. ayetinde yer alan kalem kelimesinden almıştır.Nun suresi de denmiştir.
69- Hakka: Gerçekleşen, hak ve hakikat, adını 1. ayetinde geçen hakka kelimesinden almıştır.
70- Mearic: Yükseliş Yolları, ismini 3. ayetinde yer alan Allah’ın yükselme dereceleri-yollarının sahibi olduğu anlamına gelen mearic kelimesinden almıştır.
71- Nuh: Hz. Nuh’un elçi olarak gönderilişi ve mücadelesi anlatıldığından bu adı almıştır.
72- Cin: Cinlerden bir grubun Kur’an’ı dinleyerek doğru yola girmeleri bulmaları anlatıldığından bu adı almıştır.
73- Müzemmil: Örtünüp Bürünen, ismini 1. ayetinde yer alan müzemmil kelimesinden almıştır.
74- Müdessir: Gizlenen, örtüsüne bürünen, ismini 1. ayetinde yer alan müdessir kelimesinden almıştır.
75- Kıyamet: Diriliş, adını 1. ayetinde geçen kıyamet kelimesinden almıştır.
76- İnsan(Dehr , Emşac Suresi ): İnsan, 1. ayetinde insanın bu durumuna gelmezden önceki haline dikkat çekildiğinden bu adı almıştır.
77- Mürselat: Gönderilenler, ismini 1. ayetinde yer alan mürselat kelimesinden almıştır.
78- Nebe: Haber, sure kıyamet günü haberiyle başladığından bu adı almıştır.
79- Naziat (Sahire, Tamme Suresi) Söküp Çıkaranlar, ismini 1. ayetinde yer alan naziat kelimesinden almıştır.
80- Abese: Surat Astı, yüzünü ekşitti anlamına gelir. ismini 1. ayetinde yer alan abese kelimesinden almıştır.
81- Tekvir: Dolama,dürme, 1. ayetinde güneşin büzülmesi anlatıldığından bu adı almıştır.
82- İnfitar: Parçalanma, yarılma, çatlama 1. ayetinde kıyamet sürecinde göğün yarılmasından bahsedildiği için bu adı almıştır.
83- Mutaffifin: Kandıranlar, ölçü ve tartıda hile yapanların kınanmalarından dolayı bu adı almıştır.
84- İnşikak: Yarılma Suresi, 1. ayetinde kıyamet sürecinde göğün yarılmasından bahsedildiği için bu adı almıştır.
85- Buruc: Burçlar Suresi, ismini 1. ayetinde yer alan buruc kelimesinden almıştır.
86- Tarık: Geceleyin gelen, şiddetle vuran, ismini 1. ayetinde yer alan tarık kelimesinden almıştır.
87- Alâ: Yüce, Allah’ın yüce adıyla başladığında bu adı almıştır.
88- Ğaşiye: Her tarafı kuşatan, her şeyi örtüp kuşatacak olan kıyamet haberiyle başladığından bu adı almıştır.
89- Fecir: Tan Vakti, tan yerinin ağarmasına yemin edilerek başladığından bu adı almıştır.
90- Beled: Şehir, Mekke kentine yemin ile başladığından bu adı almıştır.
91- Şems: Güneş, 1. ayeti güneşe yemin ile başladığından bu adı almıştır.
92- Leyl: Gece, 1. ayeti geceye yemin ile başladığından bu adı almıştır.
93- Duha: Kuşluk Vakti, kuşluk vaktine yemin ile başladığı için bu adı almıştır.
94- İnşirah: Ferahlık, açılmak, Hz. Peygamberin göğsünün ferahlatılıp sevinç, huzur ve güvene kavuşturulması ifade edildiğinden bu adı almıştır.
95- Tin: İ ncir, İncir ve zeytine yemin ile başladığından bu adı almıştır.
96- Alak: Asılıp Tutunan, 2. ayetinde insanın alâk’tan yaratıldığı ifade edildiğinden bu adı almıştır.
97- Kadir: Kudret, Kadir gecesinden bahsedildiğinden bu adı almıştır.Kur’anı kerim bu gecede inmeye başlamıştır.
98- Beyyine: Kanıt ,delil, ismini 1. ayetinde yer alan beyyine kelimesinden almıştır.
99- Zilzal: Deprem, sarsıntı, yerin sarsılması tasvir edildiğinden bu adı almıştır.
100- Adiyat: Koşan atlar, ismini 1. ayetinde yer alan adiyat kelimesinden almıştır.
101- Karia: Şiddetli Ses, kapı çalan, ismini 1. ayetinde yer alan karia kelimesinden almıştır.
102- Tekasür: Çokluk yarışı, insanların mal ve evlatlarda çoğalma yarışlarının kendilerini felakete sürüklemesinden bahsedildiğinden bu adı almıştır.
103- Asr: Zaman, ikindi vakti veya meyvenin suyunu çıkarmak, zamana yemin ile başladığından bu adı almıştır.
104- Hümeze: Dedikoducu, dedikoduculuk ve arkadan çekiştirme kınandığı için bu adı almıştır.
105- Fil: Fil Suresi,Peygamberimizin doğduğu yıl meydana gelen Fil olayından bahsedildiğinden bu adı almıştır.
106- Kureyş: Kureyş Toplumu, Kureyş toplumunun seyahat geleneğinden bahsedildiğinden bu adı almıştır.
107- Maun: Yardımlaşma, yardımlaşmaya engel olan kişilerin vasıfları anlatıldığından bu adı almıştır.
108- Kevser: Bolca Güzellik Suresi, ismini 1. ayetinde yer alan kevser kelimesinden almıştır. Burada kastedilen bir diğer anlamın da Hz.Fatıma olmasıdır. Hz.Fatıma’nın lakabı da aynı zamanda Kevser’dir.
109- Kafirun: İnkârcılar, kâfirlere hitap ile başladığından bu adı almıştır.
110- Nasr: Yardım, Allah’ın yardımı anlatıldığından bu adı almıştır.
111- Tebbet: Kurusun veya yuh olsun,Hz.Muhammedin amcası ve İslam düşmanı olan Ebu Leheb’ten bahsedilmiştir.
112- İhlâs: Samimi olmak,içtenlik, dini halis yapmak ve her türlü şirkten temizlemek ifade edildiğinden bu adı almıştır.
113- Felak: Sabah veya yarmak, ismini 1. ayetinde yer alan felak kelimesinden almıştır.
114- Nas: İ nsanlar Suresi, ismini ayetlerinde yer alan nas kelimesinden almıştır.Felak ve Nas surelerine ‘Muhavizeteyn’ yani ‘iki koruyucu’ anlamına gelir. “Elhamdulillah” ile başlayan 5 Sure: ( FEF KS )
Fatiha, Enam, Fatır, Kehf, Sebe
Hz.Muhammed (sav)’in ismi Kur’anı Kerim’de 4 yerde geçmektedir;
Al-i İmran 114 Ahzab 40 Muhammed 2 Fetih 29
El-Mufassal: Kur’an’ı Kerim’in son bölümü olup, Kâf suresinden Nâs suresinin sonuna kadar olan kısımdır. Kısalıkları sebebiyle besmele ile sık sık ayrıldıkları için bu isim verilmiştir.
a) Tıval-ı Mufassal(uzun): Kaf ve Buruc suresi arasındaki sureler
b) Evsât-ı Mufassal(orta): Târık ve Beyyine arasındaki sureler
c) Kısâr-ı Mufassal (kısa): Zilzâl ve Nâs arasındaki sureler
Vakıf çeşitleri: Tam, Kafi, Kabih,
Mushafa ilk verilen isim Emam’dır.
“Kitabu’l Asnam”: İbn’u-l Kelbi ( Köpeği asmam)
Kur’an’ı Kerim’de Şeytan: vesvâs, hannâs, racîm, ğarur ve merîd gibi isim ve sıfatlarla nitelendirilmiştir.
Şeytanın Nitelikleri:
1. Aldatıcıdır (Garûr): Kur’an’da Şeytanın aldatıcılığına bir çok yerde vurgu yapılmıştır.
2. Vesvese verendir. (Vesvâs): Şeytanın özelliklerinden bir tanesi de vesvese vermesidir.
3. İnananların Düşmanıdır. (Adüvv): Şeytan’ın insanla olan ilişkisi baştan beri düşmanlık üzerine kuruludur.
4. İnatçıdır. (Merîd/Mârid): Kur’an’da Şeytanın zikredilen bir diğer özelliği onun “inatçı” ve “ısrarcı” olmasıdır.
5. Nankördür. (Kefûr/Kâfir): Şeytan’ın kur’ân’daki nitelemelerinden biri de onun nankörlüğüdür.
6. Saptırandır. (Mudill/Gâvîn/Fitne): Şeytan’ın Allah’tan kıyamete kadar izin istemesi sürecinde onun saptıracağına dikkati çeker.
7. Kovulmuş ve Lanetlenmiştir. (Mel’ûn/Medhur/Racîm/Mezûm/Sâğir):Kur’ânda İblis/Şeytan, bulunduğu makamdan indirilmiş, yerilmiş, kovulmuş, aşağılanmış ve lanetlenmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de Peygamber Göndermeyi İfade Eden Lafızlar ( İrsal, Ba’s, İctibâ, Istıfâ)
1. İrsâl: Sözlükte “göndermek” demektir. Bu gönderme daha ziyade mektup veya bir şey göndermek suretiyle olur. Yani bu kelime “ba’s” ten farklıdır.
2. Ba’s: Ba’s da sözlükte “göndermek” anlamına gelir. Gönderene ve kendisine gönderilene has olmayan bir ihtiyaçtan dolayı birini bir başkasına göndermektir. Ba’s, sadece akledenler hakkında kullanılır.
3. İctibâ: Erdemli davranışları birinin şahsında toplamaktır.
4. Istıfâ: Erdemli hareketleri seçip bir kişide yoğunlaştırmaktır.
VAHYİN GELİŞ ŞEKİLLERİ:
a) Vasıtasız Vahiy: Hz. Peygamber, bazen vahyi arada bir aracı olmaksızın doğrudan Allah’tan almıştır ( Şuara Suresi 51 )
1. Sadık Rüyalar: Hz. Aişe’den nakledildiğine göre; Hz. Peygamber’e vahyin gelişi bu şekilde başlamıştır.
2. Perde arkasından konuşma: Rivayetler hakkında ihtilaf olmakla birlikte Hz. Peygamber’in Bakara suresinin son iki ayetini miraç gecesi bu şekilde aldığı ifade edilmiştir.
3. İlham yolu: Hz. Peygamber’e ilham yoluyla da nazil olan ayetler ve kutsi hadislerdir.
b) Vasıtalı Vahiy: Hz. Peygamber, çoğu zaman vahyi Allah Teala’dan bir aracı vasıtasıyla almıştır:
1. Uyku esnasında: Rivayet hakkında ihtilaf olmakla birlikte Hz. Enes’ten nakledilen şu rivayete göre Kevser suresi bu şekilde nazil olmuştur.
2. Ses aracılığıyla: Hz. Aişe’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber’e, bazen vahiy çıngırak veya zil sesi şeklinde nazil olmuştur.
3. Meleğin insan şeklinde gelmesi: Meşhur Cibril hadisinde olduğu üzere Hz. Peygamber, bazen vahyi meleğin kendisine insan suretinde gelmesiyle almıştır.
4. Cebrail’in asli suretiyle gelmesi: Hz. Peygamber, bazen de vahyi Cebrail’in asli suretinde kendisine görünmesiyle almıştır.
Cebrail için şu gibi isim ve nitelemeler kullanılmıştır.
1. Cibril
2. Ruh
3. Ruhu’l-Kuds
4. Rasul
Kur’an bağlamında Hz. Peygamber’e bu yönde yapılan ithamlar:
1. Şair,
2. Kahin,
3. Mecnun,
4.Sahir,
5. Esatir,
6. Effak,
7. Beşer öğretisi.
Dünyanın ilk devletler hukuku kitabı ” es-Siyeri’l-Kebir” (İmam-ı Muhammed )
Hz. İsa ile ilgili Kur’an-ı Kerim’de geçen rivayetler: (ÇIKMIŞ SORU )
• Babasız olarak dünyaya gelmesi
• Kavmine zekâtı ve namazı emretmesi
• İsrail oğullarına peygamber olarak gönderilmesi
• Ruhu’l kudüsle desteklendiği
• Kıyamete yakın dünyaya döneceği Kur’an’da geçmez. ( Hadislerde geçer)
Kalın okunan harfler ( O** ) (ÇIKMIŞ SORU )
İnce okunan harfler:
İzhar harfleri:
İhfa harfleri:
Kalkale harfleri: